top of page

Son Yazı, Eylül : Aylık Kitap Kırpıkları

Merhaba...

​

Bu, bu köÅŸedeki ilk yazı olacak,  hoÅŸ geldiniz.

​

Bu sayfayı, geliÅŸen olaylara bakıp -kendi dünya görüÅŸüme uygun- bir ÅŸeyler yazabilmek için tasarlamıştım, umarım keyifle okursunuz.

KöÅŸenin adı olan "Son Yazı" baÅŸlığı sizi yanıltmasın, daha uzun yıllar yaÅŸamak gibi bir umudum var.

 

Nasreddin Hoca, eskiyen ayların ne yapıldığı sorusuna : "Kırpar, yıldız yaparlar" yanıtını vermiÅŸ. 

Ben ise tam tersini yapıyorum : Eskiyen yazılarımı bir araya toplayarak kitap haline getiriyorum.

Gerçi basılmayan kitaplarımın sayısı sürekli artıyor ama, olsun... Bu yaklaşımla, kitaplarımın sayısı, yazılarımın sayısından daha az oluyor hiç deÄŸilse.

Bu tarz bakış açıları elliden sonra baÅŸladı bende.

​

Ellili yaÅŸlarıma doÄŸru, kendimi problem çözen bir makine olarak görme alışkanlığını geride bıraktım.

"Bırakın, problemi yaratan çözsün yahu !" tavrından bahsetmiyorum tabii ki.(Aslında, hiç de fena olmaz ama...  :) Söylemek istediÄŸim, insanın zamanı geldiÄŸinde kendi üstüne vazife olmayan durumlara bulaÅŸmak çabasından kaçınmasıdır. Bu ne çeÅŸit bir egoysa artık, gençlik yıllarımda,başımı hep derde sokmuÅŸtu bu mecburiyet duygusu. 

Tabii ki bununla, çevremizde geliÅŸen olayları at gözlüÄŸü takarak görmezden gelmeyi de kast etmiyorum.

Batılıların "Papazın Duası" diyerek kendilerine mal ettikleri eski bir Hitit duası vardır : "Tanrım deÄŸiÅŸtirebileceÄŸim ÅŸeyleri deÄŸiÅŸtirme gücü ; deÄŸiÅŸtiremeyeceklerimi kabullenme sabrı ; ikisinin arasındaki farkı anlayabilme bilgeliÄŸi ver." 

Problem varsa ve çözebiliyorsanız çözün bitsin, bu kadar iÅŸte.

Adınız Ä°sa da deÄŸil, nedir bu heves dünyanın tüm sorunlarını omuzlarınızda taşımak için?

Ä°nsanların duruÅŸları bozuluyor bu yüzden, yazık deÄŸil mi? Yok, beni kandıramazsınız, kilodan veya yaÅŸtan  dolayı deÄŸil bu duruÅŸ.

​

Bu yaklaşımdan dolayı da son yıllarda bazı durumlara daha eÄŸlenceli bakmamın ruh saÄŸlığım açısından daha iyi olacağını-geç de olsa- anlamış bulunuyorum. 

Yaşı sorun mu ediyorum?

Aslında yaÅŸ kendi başına bir sorun deÄŸil ki... Ölüm kavramı ya da zaman asıl sorun olan.

Her duygu ve onunla ilgili deÄŸerler sistemini belirleyen ÅŸey zaman deÄŸil mi? Lütfen bu soruyu hemen yanıtlamadan üzerinde bir süre daha düÅŸünün derim.

Zaman bizim en büyük düÅŸmanımız gibi görünürken diÄŸer yandan da en büyük dostumuz... Öyle ya tüm geliÅŸimimizi zamanla ifade etmiyor muyuz? Zaman olmasaydı doÄŸduÄŸunuz gibi hep bebek olarak kalabilirdiniz. Gerçekte, hiç doÄŸma ÅŸansınız bile olmayabilirdi de. Neyse, iÅŸin ucu uydurma dünya zamanından, evrensel zamana doÄŸru kayabilir. Bu yüzden konuyu hemen baÅŸka bir yere baÄŸlamak niyetindeyim.

Bir zamanlar beni iyi tanıyan bir dostum, gitar yerine baÄŸlama çalmamı önermiÅŸti. Ona göre çok iyi baÄŸlamacıymışım.

Yok efendim, istediğim her konuda saatlerce konuşabilir ve ilgisiz alakasız konuları birbirine bağlayabilirmişim.

Ä°nanmayın, hepsi tevatür...

​

Bu arada, oradan buraya zıplayarak bu yazıyı da bitirmiş oluyorum. Bakalım bir sonraki konuyu nasıl uydur... pardon belirleyeceğim?

Konu sıkıntısı yaÅŸamak çok tuhaf, hele ÅŸu mavi küre her gün yeni olaylara gebeyken

Haber programlarına bakınca, Dünya Türkiye'mizin yqnında çok statik kalıyor... DiÄŸer ülkelerde olup biten hep aynı.

Bizde öyle mi; komik, heyecanlı ve suni gündemler.

Bir sürü gündem tavuÄŸu, ha bire yeni gündemler yumurtluyorlar.

Bunu sevdim : Gündem tavukları...

Belki tavukların gündemi ÅŸeklinde de nitelendirmek olası.

"Tavukların Gündemi" deyiÅŸi -dünya bir yana- Türkiye için uygun olmayabilir. Çünkü, burası daha çok horozların ülkesi...

Yani, aslında konu çok, bir bahanenin arkasına saklanmak zor olacak gibi.

Zaten o kadar geniÅŸ(!) bir bahanenin  de var olduÄŸunu sanmıyorum.   :)

​

Bir sonraki yeni "Son Yazı"da buluşabilmek dilek ve umuduyla.

​

Åžen ve esen kalınız.       UÄŸur VÄ°DÄ°NLÄ°       25 Eylül 2018, Ä°zmir

​

bottom of page